Anıtkabir'de Generaller Hakkında Şaşırtan İddialar! MSB'den Yanıt Geldi

Anıtkabir’de 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yapılan resmi törenlerde, subay ve astsubayların birden fazla polis noktasında kimlik kontrolü ve üst aramasına tabi tutulduğu iddiaları gündeme geldi. Milli Savunma Bakanlığı konuyla ilgili açıklama yaptı.

Anıtkabir'de Generaller Hakkında Şaşırtan İddialar! MSB'den Yanıt Geldi

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), düzenlediği Haftalık Basın Bilgilendirme Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Geçtiğimiz hafta, bazı medya kuruluşlarında ve sosyal platformlarda, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Anıtkabir’de gerçekleştirilen kutlamalarda astsubayların üstlerinin arandığına dair iddialar yayımlandı. Bu konudaki resmi açıklama MSB tarafından yapıldı. Bakanlıktan gelen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

'SİSTEMATİK DEZENFORMASYON'

“Basında ve sosyal medyada; Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sonsuza dek huzur bulduğu Anıtkabir’de, 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle düzenlenen etkinlikte yapay zeka tarafından oluşturulmuş görsellerle generallerin arandığı, ayrıca törene aileleriyle katılacak askeri personelin içeri alınmadığına dair iddialar gündeme getirilmiştir. Bunun yanı sıra, 2019 yılında bir televizyon kanalında yayınlanmasının ardından Bakanlığımız ile şahsen general/amirallerimiz tarafından hukuki işlem başlatılan ve halen devam eden görüntülerin yeniden paylaşılması, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik itibarsızlaştırma ve sistematik bir dezenformasyon girişimidir.

'ALGI YARATMA ÇABASI'

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı asılsız id dialar veya geçmişteki dava süreçlerinden bahsedilerek gerçekleştirilen algı yaratma çabaları, hem ordumuzu hem de ülke güvenliğini ve milletimizin birliğini tehdit eden hususlardır.

Sosyal medya, her geçen gün daha kirli bir hale gelmekte ve bu durum tehlikeli bir boyuta ulaşmaktadır. Halkımız, sosyal medyada yapılan algı oyunlarına karşı dikkatli ve tedbirli olmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri; anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görevleri, ulusal güvenliğimizin teminatı olarak, kararlılıkla yerine getirmeye devam edecektir.”

YUNAN SINIRI İHLALİ GERÇEKLEŞTİ Mİ?

Bakanlık kaynakları, iki adet Türkiye’ye ait F-16 savaş uçağının, Rodos ile Meis arasında uçuş planı sunmadan hareket ederek Atina FIR hattını ihlal ettiğine dair Yunan basınında çıkan haberlerle ilgili olarak şu açıklamada bulundu:
“Ege ve Doğu Akdeniz’in uluslararası hava sahasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait uçaklarla, yıllardır süren düzensiz göçle mücadele ve tanımlanmış deniz tablosunun oluşturulması amacıyla Deniz Karakol uçuşları yapılmaktadır. Bu operasyonlar, hem millî hem de NATO çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Bahsi geçen gün de, her zaman olduğu gibi, Türk P-72 tipi Deniz Karakol Uçağı, NATO (Associated Support) uçuşu kapsamında, hem NATO hem de Yunan makamlarının bilgisi dâhilinde görevini icra etmiştir.
Ancak, buna rağmen Yunanistan, Girit/Kastellion havaalanından havalanan silahlı iki F-16 uçağı ile bizim silahsız uçağımıza müdahale etmiş ve önlem almıştır.


Bu durum, Silahsız Deniz Karakol Uçağımızın uçuş emniyetini tehlikeye atmış ve uçağı riskli bir duruma sokarak taciz edilmesine yol açmıştır. Bu şartlar altında, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Ani Reaksiyon uçaklarımız, ihtiyatlı bir duruş sergileyerek, istenmeyen bir olayın yaşanmaması için gerekli önlemleri almıştır.


NATO makamları, olay sonrası gerekli bilgilendirilme işlemlerini NATO raporlama prosedürleri vasıtasıyla gerçekleştirmiştir. Bu durumun, Yunanistan’ın son dönemde hem söylemde hem de uygulamada sergilediği gerginliği tırmandırma çabalarının yeni bir örneği olduğu ve Türkiye ile Yunanistan arasında 2023 yılında imzalanan Atina Bildirgesi’nin ruhuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
Türkiye olarak, uzlaşma ve yapıcı bir yaklaşım sergilemeye devam edeceğiz. Amacımız, bölgemizdeki olumlu atmosferin korunmasıdır ve bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğimizin altını çizmek istiyoruz.”

SURİYE'DE GÜNCEL DURUM

Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye’de mevcut duruma dair gelen sorulara şu bilgileri iletti:
“SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi, Suriye’nin birliğini ve bütünlüğünü tehdit etmektedir. Türkiye, bu konudaki tutumunu her zaman net bir şekilde belirtmiştir. SDG terör örgütünün süreci saptırma girişimlerine müsaade etmeyeceğimizi ve Suriye’nin yeni yönetimiyle iş birliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi vurgulamaktayız.


SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecini yerine getirmeli ve Suriye’nin siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden kaçınmalıdır. Türkiye, bu sürecin takibini sürdürecek ve gerektiğinde, hem kendi güvenliğimiz hem de Suriye’nin istikrarını sağlamak amacıyla her türlü desteği sunmaya devam edecektir.”